Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Hocam, hayat nedir?" diye sorar Alaaddin. Haraptarlı Nafi de, sakalını bir süre sıvazladıktan, yüzünü çevirip bir süre penceredeki yıldızlara baktıktan ve ağzını belli belirsiz şapırdattıktan sonra, sanki yanıtı çoktan hazırmış da nicedir onu susuyormuş gibi; "Hayat nedir diye sorarsan, bilmiyorum evlat," der emin bir sesle, "sormazsan, biliyorum...”
Türk Edebiyatının En İyi 100 Romanı
Dün akşam Nahid Sırrı Örik'in Sultan Hamid Düşerken isimli kitabını okumaya başladım. Bu vesileyle size bir listeden bahsetmek istiyorum. Mutlaka bilenler vardır fakat bilmeyenler için de faydalı olabilir. 2017 yılında akademisyenler, yazarlar ve edebiyatçılardan oluşan bir ekiple Türk edebiyatının en iyi 100 romanı belirlenmiş. Biliyorum bu
Reklam
216 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Ölmeden önce yaşamamız gereken tek bir hayatımızı olduğunu aslında hepimiz biliyoruz. Lakin bu öyle bir durum ki, bunu çoğu zaman unutuyoruz ya da hayat gailesi içerisinde aklımızdan çıkıyor belki de kim bilir. İnsan gerçekten çok garip ve tahmin edilemeyen bir sosyal varlık. Cem Mumcu'nun bu söyleşi tarzındaki kitabında farklı bir şeyler
Ölmeden Önce Mümkünse Yaşamanız Gereken 1 Hayat
Ölmeden Önce Mümkünse Yaşamanız Gereken 1 HayatCem Mumcu · Okuyan Us Yayınları · 2021150 okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
İbrahim Tenekeci’den okuyup keşfettiğim bu isimle daha yakından münasebet kurmak için sanırım, hemen bu hüzünlü isme sahip kitabını edindim. Deneme türünde bir eser. Günlük hayata dair gözlemler, yaşanmışlıklar, naif bir pencereden bakmış sıradan olaylara ve çok kibar çekici bir üslupla anılarını paylaşmış. İftar çadırlarına dair yorumu, boş arsaları oyun alanı ilan eden çocuklara dair yazdıklarını huzurla okudum. Halep’e onun kadar üzüldüm. Kapısında davul zurna çalınan geleneksel düğünü, haremlik selamlık şatafatlı bol ilahili köşk düğününden daha İslami bulmasına hak verdim. Mezun olduğu “hayali lise” ye hayran kaldım. Rahman Suresi 60. ayeti mealini Kaşgarlı bir gençten “ Yahşılıkın karşılığı yine yahşılıktır” diye işitince Türkçe’ye hissettiği hayranlığı, fazlasıyla paylaştım. Yaşar Nuri Öztürk’e bir kez daha rahmet okudum. Her cuma, hutbelerin muhatabı 20 milyon erkeğin dünyasına dair tespitlerini ve elbette taleplerini yerinde ve haklı buldum. Son 20 yılın genç sanat ve edebiyat insanı keşfedemeyen, dergi-şiir-film-karikatür üretemeyen bir neslin kıskacına girmiş olması gerçeğiyle ben de yüzleştim. Haklılıklarla dolu şahane denemeler okudum. “Hız ve haz çağında yaşıyoruz. Ahmet Murat, biraz durmayı, nefes almayı ve etrafımızda bakmayı teklif ediyor. Ölçülü davranmayı öneriyor.” diye yazmıştı İbrahim bey.. İşte bu soluğa bu satırlardan sonra ulaştım.
Belki de Üzülmeliyiz
Belki de ÜzülmeliyizAhmet Murat · Profil Kitap · 20171,042 okunma
Haz çok kısa sürer, müzik bizi sadece bir anlığına yükseltip daha hüzünlü bir halde yere bırakır, fakat uyku bir tela­fidir. Bizi terk ettiğinde bile, yeniden acı çekmeye başlamamız birkaç saniye sürer; ve uykuya her dalışımızda, kendimizi bir dostun kollarına teslim ettiğimiz hissine kapılırız. Vefasız bir dost olduğunu biliyorum, bütün diğer dostlar gibi; çok mutsuz olduğu­muzda o da bizi terk eder. Ama er ya da geç, belki farklı bir isimle geri geleceğini ve sonunda onun kollarında dinleneceğimizi bili­riz. Rüyasız olduğunda mükemmeldir; denebilir ki, uyku her ak­şam bizi hayattan uyandırır.
Dert sahibi birinin hüzünlü müzik dinleyerek derdini artırması d a b u ş e ki l d e açıklanabilir . Müzik derdi çözmez ama acıdan duyulan haz zihni oyalamaya yeter. Ayrıca müzik dinlemenin dopaminle ilişkisi de tespit edilmiştir . Bir şarkıyı birkaç dinleme sonrasında beyin şarkının bazı bölümlerinde beklenti oluşturur. O kısımda şarkıcının ne söyleyeceği doğru tahmin edildiğinde beklenti karşılanır ve bir haz yaşanır. Bugünkü müzik uygulamalarında rastgele müzik seçimi ve çok şarkıya ulaşım bu hazzı yaşatmak içindir.
Reklam
Sosyal medya “an”ların resmi ile dolu. Gülen, eğlenen, gezip tozan insanların anları. “Sanal olan gerçektir” sloganı ne yazık ki bizi yanılsamanın en büyüğüne götürüyor. Dünyada yaşanmış ve yaşanılacak anlardan koparılmış bir anın verdiği haz ne olabilir ki? Tam tersine bu hal bana pek hüzünlü geliyor, zamanın kontrolünü, tasarrufunu elinde tutamayacak insanın kendisine bahşedilen tek bir ana sığınmasının hüznü…
Bazı şarkılar gün boyu hatta günlerce dinlenir. Bu öylesi birşey.
Michigan Üniversitesi tarafından yapılan çalışma Frederick Conrad ile yürütüldü. Çalışmanın sonucuna göre insanlar bazı şarkılarla duygusal bağ kuruyor ve aynı parçayı sürekli dinlemekten hoşlanıyor. 2 Kişilerin yüzde 86’sı her gün en az 1 kez, yüzde 43’ü ise 3 ila 4 kere aynı şarkıyı dinlemeyi sevdiklerini ifade etti. Yüzde 60’ı ise şarkıları üst üste dinlediklerini belirtti. 3 HÜZÜNLÜ ŞARKI OLSA BİLE HATIRALAR CANLANIYOR Çalışmayı yürüten Frederick Conrad, insanların bazı şarkılarla kişisel deneyimler yaşadıkları için güçlü bağlar oluşturduklarını vurguladı. Conrad’a göre sevilen şarkının hatıralarla ilişkilendiriliyor. 4 Uzun bir aradan sonra tekrar dinlenen şarkılar mutlu veya hüzünlü hatıraların tekrar ortaya çıkmasını sağlıyor. Araştırmaya göre insanlar hüzünlü anılarını hatırlasa bile sevdiği için aynı şarkıyı dinlemekten haz alıyor. 5 Uzun süredir dinlemediğimiz bir şarkıyı yeniden dinlediğimiz zaman ise beynimiz bilinmeyen yeni bilgilerle uğraşmadığı için rahatlıyor ve endorfin salgılıyor. Bu alışkanlığımızı bilen müzik sektörü de durumu değerlendiriyor ve her yıl en çok dinlenen şarkıları birbirine benzetiyor.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.